12 Nisan 2025 Cumartesi

Bağımlılık: Tedavi ve Önleme Yöntemleri

Fiziksel ve psikolojik olmak üzere ikiye ayrılan bağımlılık, toplumu tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor

Bağımlılık, fiziksel ve psikolojik olarak iki ayrı kategoriye ayrılan, toplum için önemli bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirilmektedir. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş, bağımlılığı kronik bir rahatsızlık olarak tanımlamakta ve bireylerin bu tür maddeler ve davranışlardan uzak durmaları için bazı önlemler almaları gerektiğine dikkat çekmektedir.

Bağımlılık, tütün, alkol gibi maddelerin yanı sıra kumar ve teknoloji bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıkları da kapsar. Her iki tür bağımlılığın da, beynin ödül merkezi olan dopamin sistemi üzerinde benzer etkiler yarattığını ifade eden Bektaş, bağımlılık tedavisinin bireylerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Ruhsal destek olmadan bağımlılık sona ermez

Dr. Bektaş, bağımlılığın toplumu tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etmektedir. Bağımlılığın aile hayatı ve toplumsal güvenlik üzerinde pek çok olumsuz etkisi olduğunu belirten Bektaş, bağımlı bireyin kontrol edilemeyen bir istek ve ihtiyaç hissettiğini ve bunun hayatında birçok olumsuz sonuca yol açtığını dile getirmiştir. Bireyin, uyuşturucu ya da kumar gibi bağımlı olduğu maddeyle ilgili olumsuz sonuçların farkında olmasına rağmen, bağımlılığını sonlandırmasının ruhsal destek almadan oldukça zor olduğunu vurgulamıştır.

“Tedavi sürecinde ruh sağlığı profesyonellerinin desteği, bu zorlu süreçte başarı şansını artıracaktır. Unutulmamalıdır ki, bağımlılık tedavi edilebilir bir beyin rahatsızlığıdır,” diyerek bağımlılığın tedavi edilebileceği üzerine konuşmuştur.

Tolerans, bağımlılığın bir belirtisidir

Fiziksel ve psikolojik bağımlılığın farklılıklarına değinen Bektaş, fiziksel bağımlılığın bir maddenin bedende oluşturduğu alışkanlık ile ilgili olduğunu ifade etmiştir. Bunun bir sonucu olarak, bireyin maddenin varlığını gereklilik olarak algıladığını ve bunun sonucunda yüksek dozda madde kullanma ihtiyacı hissettiğini belirtmiştir.

Kimyasal ve davranışsal bağımlılıklarda ortak noktanın dopamin salınımı olduğunu açıklayan Bektaş, bağımlılık döngüsünün bu mekanizma üzerinde döndüğünü anlatmıştır. Özellikle kısa süreli ve değişken ödüller, bireyin tekerrür eden bir davranışa yönelmesine sebep olmaktadır. Örneğin, teknoloji bağımlılığında, sosyal medyada elde edilen beğeniler ve izlenme sayıları gibi unsurlar kişinin ödül merkezini uyararak bağımlılığı pekiştirmektedir.

Yoksunluk belirtileri ve ilaç kullanımı

Uyuşturucu veya alkol kullanılmadığında, yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığını belirten Dr. Bektaş, bu belirtilerin kişinin genel sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade etmiştir. Yoksunluk belirtilerinin başında uyku ve iştah değişiklikleri, terleme ve kas ağrıları gibi belirtiler gelmektedir. Bu durum, bireyin maddeyi yeniden kullanma isteğini artırmaktadır. Yoksunluk belirtileri ile baş etmek için kullanılan ilaçların, tedavi sürecinde önemli bir rol oynadığını belirtmiştir.

Psikolojik bağımlılık ve terapi yöntemleri

Psikolojik bağımlılığın, bireyin bir maddeye veya davranışa duygusal ve zihinsel ihtiyaçlar nedeniyle bağlılık hissetmesi olarak tanımlanabileceğini söyleyen Bektaş, bu tür bağımlılığın genellikle daha uzun bir sürede devam ettiğini, zira bireyin fizyolojik bir ihtiyaç hissetmemesine rağmen, psikolojik olarak bağımlılığı sürdürdüğünü belirtmiştir. Terapi yöntemlerinin, psikolojik bağımlılıkla mücadelede uzun vadede nüksleri önlemek amacıyla gerekli olduğunu vurgulamıştır.

Bağımlılık tedavisinin bireylerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesi gerektiğini yineleyen Bektaş, tedavi sonrası bireylerin bağımlılık riski olan maddelerden korunmaları için önlemler almalarının önemine dikkat çekmiştir. Psikoterapilerin, bağımlılık ile mücadelenin önemli bir bileşeni olduğunu belirtmiştir.

Bağımlılıkla mücadelede planlar yapılıyor

Dr. Zuhal Doğan Bektaş, 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan Yeşilay Haftası dolayısıyla yapılan bilgilendirmelerin önemine değinmiş, bağımlılıkla mücadelede üniversitenin aktif rol aldığını ifade etmiştir. Atlas Üniversitesi bünyesinde bağımlılık komisyonunun çalışmalara katkı sağladığını, ulusal ve uluslararası alanda bağımlılıkla mücadelede örnek bir üniversite modeli olma hedefiyle ilerlediklerini belirtmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Manisa'da Biçare Akşamlar Konseri Coşkuyla Geçti!

SONRAKİ HABER

"Yeni Umut Merkezi Çocuklara Psikolojik Destek Sunuyor"